Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin bir mezunu olduğu gibi akademik hayatına yine Ankara Hukuk’ta başlamış, doktorasını bu fakültede tamamlamış ve bilim dünyasına olduğu kadar bu fakülteye de çok değerli katkıları olmuş kıymetli bir akademisyendir.
Timuçin
Köprülü şu anda çalışmakta olduğu Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin
mezuniyet törenine üzerinde “Diren” yazılı bir tişörtle katılmış ve şu şekilde
bir konuşma yapmıştır:
“Sayın konuklar,
Ben bu
öğrencilerin üç sene derslerine girdim. Ceza Genel, Ceza Özel ve Usul
derslerini benden aldılar. Üzerlerinde hakkım vardır o yüzden birkaç kelime
söylemek istiyorum. Merak etmeyin uzun konuşmayacağım. Yalanın hukuk, hukukun
da yalan olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Son zamanlarda ‘polisimiz destan yazdı’
deniyor. Gösterilerde insanların öldürülmesiyle, göstericilerin kör
edilmesiyle, binlerce kişinin gaza boğulmasıyla, avukatların adliye
salonlarında sürüklenerek dışarı çıkarılmasıyla, ÇHD’li avukatların tutuklanmasıyla
destan falan yazılmaz. Asıl destanı bu çocuklar yazmıştır. Teşekkürler”.
Uludağ Üniversitesi yönetimi Köprülü’nün bu konuşması ve üzerinde “Diren” yazan tişört giymesi dolayısıyla soruşturma açmıştır. Bu soruşturma ile Uludağ Üniversitesi yönetimi, 12 Eylül’ün bir ürünü olan, üniversite – bilim ve demokrasi karşıtı yükseköğretim mevzuatına ve kültürüne dayanarak, ifade özgürlüğüne ve akademik özgürlüğe açık bir saldırı gerçekleştirmiştir. Bu saldırının muhatabı yalnız Timuçin Köprülü değil, tüm bilim insanları, tüm akademisyenler, tüm üniversiteliler, özgür bilim ve eleştirel düşüncedir. Ayrıca bu soruşturmadan bir süre önce Yeni Akit – Habervaktim denilen provokatif yayın organı daha önce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanları hakkında yürüttüğüne benzer bir kara propagandayı Köprülü hakkında da yürütmüştür. Görülen odur ki, Yeni Akit hedef göstermiş, Uludağ Üniversitesi yönetimi de “gereğini” yapmıştır.
Bizler aşağıda imzaları bulunan öğretim elemanları olarak meslektaşımız Köprülü’nün konuşmasının altına imzamızı atıyor, aynı konuşmayı sahipleniyor ve tekrar ediyoruz. Ayrıca üniversitemizde yürüttüğümüz derslerde, katıldığımız toplantılarda ve her tür akademik ve idari görevde, üzerinde “#Diren”, “#DirenİfadeÖzgürlüğü”, “#DirenAkademikÖzgürlük” yazan tişört ve rozetlerimizle bulunmak da dahil olmak üzere her tür araçla bu hukuksuzluğu ve saldırıyı ifşa edeceğimizi kamuoyuna ve ilgili makamlara deklare ediyor; Uludağ Üniversitesi yönetimini kınıyor ve uyarıyoruz.
Ayrıca Gezi Direnişi dolayısıyla başlatılan “cadı avı”, her türlü mobbing, baskı, sürgün, soruşturma, gözaltı, tutuklama, işkence ve hukuksuzluk karşısında yılmayacağımızı, direneceğimizi, emekten ve demokrasiden yana tavır alacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Bu vesile ile demokratik üniversite, akademik özgürlük ve “güvenceli iş güvenceli gelecek” mücadelesinde aldıkları sorumluluklar nedeniyle işten çıkarılan Yeditepe Üniversitesi araştırma görevlileriyle, ataması hukuka aykırı bir biçimde 6 ay süre ile uzatılan ve Eylül ayı itibariyle işsiz kalma tehdidiyle karşı karşıya bırakılan Marmara Üniversitesi Öğretim Elemanı Dr. M. Meryem Kurtulmuş ile, ve yükseköğretim kurumlarında eleştirel ve muhalif düşünceleri, akademik çalışmaları, politik ve sendikal faaliyetleri sebebiyle baskıyla ve hukuksuzlukla karşı karşıya kalan tüm öğrenciler, öğretim elemanları ve üniversite çalışanları ile dayanışma içinde olduğumuzu duyuruyoruz.
Saygılarımızla.